ANTALYA GAZETESİ

Kamile YILMAZ
BUZLARIN TUTUŞTUĞU YER SARIKAMIŞ

Harun Yiğit'in son kitabı "BUZLARIN TUTUŞTUĞU YER SARIKAMIŞ." Bir araştırma kitabı. Araştırma kitabı yazanlar, her zaman bende bir saygı uyandırmıştır. Çünkü her araştırma, bir karanlığı aydınlatır. Bir gizi ortaya çıkarır. Araştırma yapan açısından da büyük bir emektir. Oturduğu yerden, kurgularla olacak şey değildir.

Harun Yiğit de yıllarını bu araştırmaya vererek, rengi acılı bir mavi olan, 224 sayfalı bu kitabı yaratmış. Biliyorsunuz, bu acı (1914) yüz yıl önce yaşandığı halde, gerçekler henüz yeni yeni su yüzüne çıkmaya başladı. Öyle ki, Sarıkamış gerçeğini saklamak için, Çanakkale'yi her zaman dile getirerek, başardıklarını sandılar. Yıllarca bize Enver paşa'yı "Kahraman" diye okuttular. Resmi tarih bu gerçekleri yazmadığı için, halkın çoğu öğrenemedi. Ancak, ne kadar zaman geçerse geçsin, bu yalanın kuyruğu dışarıdaydı.

Sarıkamış ağıtları, türküleri saklanacak gibi değildi. Yine de gün yüzüne çıkarmak için bunca zaman kaybedildi. Bu anlamda Sarıkamış gerçeğini yazan, araştıran yazarları yüreğinden öpmek gerek.  Harun Yiğit'i kutluyorum, emeğine, yüreğine, kalemine sağlık.

Bu öyle bir kitap ki, yüz yıl önce yaşanmış bitmiş diyemiyoruz. Çünkü acısı hâlâ capcanlı, hâlâ taptaze. Zaten bu tür acılar bizi hiç bir zaman terk etmedi. Günümüzde, yani dün bugün yine kitlelerin kanı akmakta, canı yanmakta. O nedenle bu kitabı okurken, yüz yıl öncesini değil, günümüzün olaylarını okur gibi olacaksınız.

Sarıkamış'ta bir tek kurşun atamadan, düşmana çatamadan, donarak, birer insan ağaç olarak tarihe gömülmenin acısı nasıl anlatılabilirse Harun öylece anlatmış. İmza gününde kendisi konuşurken, gözleri dolu dolu "İçimi en çok yakan, sabaha kadar çatışarak, sabah olunca, çatıştıklarının düşman değil de kendi askerleri olduğunu görmeleriydi" dedi. Bu cümleden sonra salonda bir sessizlik oldu ki, gerçek bu kadar çıplak anlatılamazdı. Ben size daha fazla laf etmeden, Harun Yiğit'in dizeleriyle bitireyim, ama kitabı mutlaka okumanızı da önereyim.

"Sağlam insanı bile donduruyor, Deveboynu Geçidi 
Ölmek için güman yoktur 
Paşalarda iman yoktur
Bedenimi bitler sarmış 
yunmak için zaman yoktur 
Soğuklarda büzülmüşler 
Boncuk boncuk dizilmişler 
Sıcak gören bütün bitler zıplayarak çözülmüşler......
Paşa paşa Enver paşa 
Dinin yok mu senin haşa
Nemrut musun, Firavun mu? 
Sürdün bizi kara kışa 
Sürdün bizi kara kışa."

 

Kamile YILMAZ